ACI REÇETE!
Bayram AKMEŞE
-Merkez Bankası dünkü toplantısında piyasaların beklentisine paralel faiz oranlarını 1 puan daha düşürerek yüzde 15'e çekti.
Uzun bir aradan sonra fiyat istikrarı amacıyla sabit tuttuğu faizleri kendilerine göre iktisadi kimilerine göre de siyasi olarak düşürmeye başladı. Asıl amacı "fiyat istikrarını sağlamak" olan MB siyasetten gelen isteklere de cevaz vermek zorunda kalmakta. Zira ekonomi yönetimi ve ekonomik hedeflerin gerçekleşmesi için eşgüdüm ve iş birliği yapması gerekmekte.
Muhalefetin püskürttüğü ateşi de dikkate almak lâzım.
Ancak herkesi memnun etmek zor herkesi mutsuz etmek kolaydır.
Neyse, geçen ay beklentilerin aksine faizleri 2 puan bu ay ise 1 puan düşüren Merkez Bankası Aralık ayı içinde kapıyı aralık bırakarak aynı politikaya devam sinyali verdi. Kararın açıklanmasından sonra olağan olarak döviz ve altın yükselişe geçti. TL ise değer kaybetmeye devam etti.
Aslında faizlerin indirilmesinin Hükûmetin makro ekonomik dengeleri tesis etmesi, cari açığın azalması, kredi hacmi ve ihracatın artması, harcama ve yatırımların hareketlenmesi vesaire gibi hususlara katkı sağlayacağı aşikar. Yani faizlerin indirilmesi uzun vadede Türkiye'nin yararına olacaktır.
Oysaki kağıt üzerinde güzel görünen bu duruma bir de pratikte bakacak olursak yüksek enflasyonun var olduğu ve yerli paranın kan kaybettiği bir konjonktürde böyle bir hamle büyük risk. Vatandaşın sırtına da ilave yük getireceğini belirtelim.
Hayat pahalılığının sürekli arttığı şu sıralarda hiç kimse vatandaşa uzun vadeli hedeflerden söz edemez. Çünkü vatandaş için önemli olan cebidir yani geçimidir. Satın alma gücü gün geçtikçe düşen hane halkı yeni zamların geleceğinden endişeli.
Haklı bir endişe olsa gerek ki önümüzdeki 2 - 3 ay boyunca temel gıda ürünleri, sebze meyve, deterjan, sıvı yağ gibi ürünlere ciddi zamlar ufukta görünüyor. Çünkü kurun artışına paralel olarak yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ve maliyetlerin artması bu zamları beraberinde getirecektir. Diğer sebeplerde cabası.
Akaryakıta bugün gelen ortalama 50 kuruşluk zam bile bunun bir ispatı. Hal böyle iken Merkez Bankasının vatandaş için hayati önem taşıyan parametreleri göz ardı ederek veya görmezden gelerek almış olduğu kararın iktisadi olduğu pekte rasyonel görünmemekte.
Duygusal da olmayacağına göre Sn. Cumhurbaşkanının 'acı reçete' olarak sunduğu ve 2022 - 2023'ü işaret ederek iyileşmenin başlayacağını söylemesi, partisinin grup toplantısında faizlerin düşürüleceği sinyalini vermesi kararın siyasi olduğunu alenen ortaya koymaktadır.
Planlar tutmadığı taktirde Türkiye Ekonomisinin bir durgunluk sürecine girmesi de kaçınılmaz olacaktır. Yani Sn. Cumhurbaşkanının öngörüleri ve planları tutmadığı taktirde ekonomiyle iktidara gelen AK Parti yine ekonomiyle iktidardan gider.
Çünkü karnı doymayanın kulağı da duymaz!