YAZIKLAR OLSUN BİZE!...
Nevzat Doğan
nevzatdogan_33@hotmail.com - 05322710577Üç kıta, milyonlarca kilometre karelik bir alanda din, dil, ırk ayrımı yapmadan 600 yıl boyunca milyonlarca insanı huzur içerisinde yaşatan bir milletin evlatları, kadına şiddet, tecavüz, taciz ve cinayetleri önleyecek gerekli yasaları çıkaramıyorsak yazıklar olsun bize…
Nedir bu İstanbul sözleşmesi….
‘’Siz kadınlarınızı, kızlarınızı aile içi şiddet cinayet, taciz ve tecavüzlerden koruyamıyorsunuz.Biz size bir sözleşme hazırladık. Siz de bunu uygulayacaksınız ben de kontrol edeceğim’’ diyor sevgili medeni batılı sözde dostlarımız.
Şimdi bunu diyen batıya ve ABD’ye bir bakalım;
Cinsiyet eşitliği açışından dünyanın en üst sıralarında yer alan İskandinav ülkeleri Norveç, Danimarka, Finlandiya ve İsveç’te bu haklara ve yasal korumaya rağmen tecavüz oranları anormal derecede çok yüksek. Şimdi bu paradoksu nereye koyacağız.
Bana göre bu sözleşmeyi hazırlayanların amacı kadınları korumak falan değil. Amaçları kadını koruma görüntüsü altında aile kavramını yok etmek ve cinsiyetsiz bir toplum yaratmak olsa gerek.
Bu sözleşme nerde hazırlandı ABD de. Nerdeyse her dakika da bir cinayet, taciz ve tecavüzün işlendiği bu ülke sözleşmeyi kabul etmiyor, vatikan, İngiltere, Japonya kabul etmiyor, Rusya konusunu bile etmiyor, Komşumuz Yunanistan bile çekince koyarken Türkiye 11 Mayıs 2011 tarihinde sözleşmeyi imzalayan ve kabul eden ilk ülke oldu.
Sanırım 2018 yılında LGBT lilerin başı çektiği Onur Yürüyüşünden sonra işin rengi değişti.
2021 Mart ayında da Türkiye’nin bu sözleşmeden, halk desteğini yitirdiği, LGBT ve bazı marjinal grupların bu sözleşmeyi kendilerine kalkan yaptığı, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği Türk toplum yapısına aykırı bulunduğu gerekçesiyle ayrıldığı açıklandı.
Bu ayrılış hem içerde hem de dışarda rahatsızlık uyandırdı.
Dışarının rahatsız olması, zincirin kırılmasından. Filipinlerdeki Moro Müslümanlarından, afrikaya kadar olan coğrafyada yaşayan Müslümanların, biz kabul etsekte etmeksekte Türkiye kutup yıldızı gibidir.
Bunu bilen ABD ve batı da hep içireceği acı hapın üzerini tatlı birşeylerle kaplar öyle içirir. Bugüne kadar hep böyle yaptılar.
Kadınlarımızı, genç kızlarımızı, namus cinayetlerinden, tecavüzlerden, tacizlerden şiddetten koruyacak her türlü yasaya sonuna kadar evet…
Ancak ailenin korunması şartıyla…
Bu tacizleri, tecavüzleri, cinayetleri işleyenler uzaydan gelmedi. Onları da bir anne baba yetiştirdi.
Bizim toplumumuzu batıdan ayıran en büyük fark, geleneklerimiz, örfümüz, adetlerimiz ve namus anlayışımızdır. İstanbul sözleşmesinde bu saydığımız değerlerin hepsinin kökünü kazıyana kadar mücadele edeceğiz diyor.
Zaten bunu sözleşme olmadan da yapıyorlardı.
Bizler çocuklarımızı yetiştirmeyi, televizyona, youtube, facebook ,ınstagrama ve tüm değerlerimizi yok sayan dizilere, filmlere bırakırsak istediğiniz kanunu çıkarın.
Bu suçların önüne geçemeyiz.
Onun için sevgili anneler, bacılar çocuklarınızı kendiniz yetiştirin.
Çocuklarımızı, Subliminal mesajların verildiği, her türlü çirkinliğin gösterildiği, mecraların insafına bırakmayın.